Dyt. Pelin Yüksel

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) , dünya çapında çocukların %8 ile % 12’sini etkileyen son derece yaygın ve en sık teşhis edilen psikiyatrik bozukluklardan biridir.

DEHB'de ilaç, psikoterapi ile özel eğitim desteğiyle tedavi süreci yürütülmektedir, çok nedenli bir bozukluk olmasından dolayı tedavisinde bir çok alternatif yöntemin yararlı olabileceği düşünülmektedir. Alternatif ve tamamlayıcı bir tedavi olarak beslenme DEHB'in semptomlarını azaltma, engelleme ya da kontrol altına alabilecek bir basamak olarak görülmektedir. Son yıllarda çocuklarda DEHB ve beslenme üzerine yapılan araştırmaların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Çocukluk dönemi DEHB ve beslenme üzerine yapılan araştırmalarda üzerinde en sık durulan ve merak edilen konular şunlardır;

1) Çocuğunuz omega-3 kaynaklarını yeterli tüketiyor mu?

Beynin kuru ağırlığının % 60’ı yağlardan oluşmaktadır ve en çok yoğunlukta bulunan yağ asidi uzun zincirli omega-3 PUFA dokosahegzanoik asit ( DHA)’tir. DHA vücutta retina, beyin ve sinir sisteminde bulunmaktadır. Son yıllarda yapılan araştırmalarda DEHB'li çocuklarda omega-3 yetersizliği tespit edildiğinden yeterli omega-3 alımı daha da önemli hale gelmektedir. Omega-3 desteği verilen çocuklarda DEHB semptomlarında iyileşme saptanan araştırmalar mevcuttur. Omega 3'ten zengin besinlerin ( yağlı balıklar, ceviz, keten tohumu vb.) tüketimi her çocukta olduğu gibi DEHB durumunda beslenmede de çok önemlidir. Özellikle haftada 2 kez en az biri yağlı balık olmak üzere balık tüketimi sağlanmalı, hiçbir şekilde bu besinler tükettirilemiyorsa diyetisyeninize danışarak alternatif besinlere başvurulmalı ve gerekiyorsa gıda takviyesi tercih edilmelidir.

2) Şeker tüketimini sınırlayın ve doğru zamanı ayarlayın!

Tüm çocuklara önerildiği gibi sağlıklı ve dengeli bir diyette şeker tüketimi sınırlandırılmalıdır. Bazı araştırmalarda dikkatsizliğin ve hiperaktivitenin şekerli gıdalar tüketimi sonucu arttığı belirtilmektedir. Şekerli gıdalarda ayrıca boya, kafein ve yapay aromalar da bulunmakta bu yüzden alkolsüz bir içecek ya da yüksek şekerli kahvaltılık gevreğin bile davranışlar üzerine etkisi görülmektedir.Dengeli bir diyette basit karbonhidratlar ve şeker alımı azaltılmalı, kompleks karbonhidrat ve tam tahıllı besinlere yer verilmelidir. Eğer çocuğunuz şeker ve şekerli besin konusunda ısrarcıysa nadiren de olsa şeker tüketmesine izin verecekseniz bu besini protein ağırlıklı bir öğün sırasında veya öncesinde tüketmelidir.

3) Çocuğunuzu dört duvar arasına hapsetmeyin!

D vitamini ,nöroprotektif mekanizmaları inflamasyona karşı uyarmak ve normal beyin gelişimi için gereklidir. Yapılan araştırmalarda DEHB tanılı olan çocuklar ile DEHB'li olmayan çocuklar karşılaştırıldığında DEHB'li çocuklarda D vitamini eksikliğine daha sık rastlanmıştır. Yapılan bir araştırmada ebeveynler, çocukların açık hava aktivitesi arttırıldığında dikkatsizliğin azaldığını belirtmiştir. Güneş ve D vitamininin DEHB semptomlarını azaltmada rolü büyüktür ve laboratuvar sonuçlarına göre eksiklik durumunda D vitamini takviyesinin semptomları iyileştirmede güvenli ve etkili bir yöntem olabileceği belirtilmiştir. Vücutta D vitamini sentezi için günlük 15 dk baş, yüz, el,kol bölgesi güneşe maruz bırakılmalı, o sürede güneş koruyucu kullanılmamalıdır. Bununla birlikte yeterli ve dengeli beslenmelerine dikkat edilmeli gıdalardan da D vitamini alabilmeleri için her gün kahvaltıda 1 yumurta, günde 1- 2 su bardağı süt, haftada 1-2 kez de yağlı balık tüketmeleri gerekmektedir.

4) DEHB'li çocuklar da obez olur !

Son yıllarda yeme alışkanlıkları ve yaşam tarzı etmenleri araştırıldığında DEHB'li çocuklarda obezite görülme sıklığının arttığı belirlenmiştir. DEHB'li herhangi bir psikostimulan ilaç almayan erkek çocuklarla yapılan bir araştırmada DEHB'li çocukların kontrol grubuna göre daha sık öğün atladığı, günde 5'den fazla öğün yaptığı, şekerli içecekleri daha çok tercih ettiği , daha az sebze-meyve tükettiği ve televizyon- bilgisayar başında daha fazla zaman harcadığı belirlenmiştir.

5) İştah azalmasına dikkat !

DEHB 'de sıklıkla kullanılan ilaçlardan dolayı çoğunlukla iştah azalması meydana gelmekte dir. Bazı çocuklar yemek yemeye karşı tamamen ilgilerini kaybeder ve besin alımları önemli derecede azalır. Bu durum istenmeyen kilo kayıplarını beraberinde getirir. Bu süre birkaç ay devam ederse ciddi düzeyde besin öğesi eksikliklerine ve rahatsızlıklara sebep olacaktır. Bu durumda bir diyetisyenden yardım almak, çocuğun büyüme- gelişme sürecinin sağlıklı ilerlemesi için çok önemlidir.

6) Peki ya çinko,demir , magnezyum, vitamin B6 ?

Bu besin öğelerinin sinir sistemi yapısı ve fonksiyonları için elzem olduğu bilinmektedir. DEHB tanılı çocuklarda bu değerlerin düşük olduğu konusunda fikir birliği mevcuttur. Çocuklarda bu mikro besin öğelerinin takviyesi ile davranışlar da az da olsa iyileşmeler sağlandığı görülmüştür. DEHB durumunda çocuğunuzun serum düzeyinde bu besin öğelerine bakılmadan doktorunuzun ve diyetisyeninizin bilgisi olmadan kesinlikle besin takviyesine başlamayınız.

7) Yapay Gıda Boyaları ve Koruyucuların DEHB Üzerine Etkisi

Yapay gıda boyaları ve koruyucuların DEHB' e sebep olabileceği veya semptomlarını (özellikle hiperaktivite üzerine) arttıracağı öne sürülse de yapılan çalışmalarda tutarsız sonuçlar elde edilmiştir. Bu maddeleri kısıtlamada en belirgin olumlu etki atopik çocuklarda görülmüştür. Her ne kadar çalışmalarda sonuçlar çelişkili olsa da her çocuğun sağlıklı beslenmesi için yapay gıda boyası ve koruyucu içeren besin alımının sınırlandırılması gerekmektedir.

8) Bağırsak mikrobiyotası, doğum çeşitleri ve DEHB

Bağırsak mikrobiyotasının bağırsak- beyin ekseni ile beyin aktiviteleri , ruh hali ve davranışlar üzerine etkileri son yıllarda pek çok araştırmaya konu olmuştur. Mikrobiyota bileşimini etkileyen en önemli etmenlerden biri de beslenmedir. Kısa süreli sağlıksız beslenme durumunda bile bağırsak mikrobiyotası etkilenebilmekte ve bu durum sağlıklı beslenmenin DEHB' de ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

Bağırsak mikrobiyotası erken yaşlarda gelişir, sezaryen doğum ile dünyaya gelen bebekler sindirim kanalında vajinal doğum bebeklerine göre daha az mikrofloraya sahiptirler. Sezaryen doğum bu nedenle DEHB için büyük risk faktörlerinden biri olarak görülmektedir.

Ebeveynler Ne Yapmalı?

Ebeveynler DEHB'li çocuklarında ;

* Omega-3'ten zengin besinlerin tüketimine özen göstermeli.

*Gıda boyası ve koruyucularını alımını sınırlandırmalı.

* Şeker ve şekerli gıdalar, fast food, işlenmiş et tüketimini azaltmalı.

*Meyve ve sebze , tam tahıllar, sağlıklı doymamış yağ, kaliteli protein tüketimine özen göstermeli.

* Açık hava aktivitelerine önem vermeli.

*Sevdiği paketlenmiş gıdalar yerine (kek, kraker, bisküvi, cips vb.) evde sağlıklı besin ve pişirme teknikleriyle hazırlamaya çalışmalı.

* Çocuğun serum düzeyinde besin öğelerinde düşüklük görülmediği sürece doktor veya diyetisyene danışmadan besin takviyesine başlanmamalı.

* DEHB tedavisi ile birlikte mutlaka bir diyetisyenden beslenme süreci ile ilgili destek alınmalıdır.