1. Çocuklar ile geçirdikleri üzücü olay hakkında konuşmaktan kaçınılmamalıdır.
Çocuklara üzücü olaydan bahsetmeyerek yaşadıkları unutturulamaz. Çocuk konuşmak istediğinde, üzücü olayla ilgili bir şey söylediğinde bu konu üzerinde konuşulması gerekir. Ancak önce çocuğun dinlenmesi, sorularına cevap verilmesi ve konuşularak rahatlatılıp destek olunması iyi olacaktır. Çocuklar konuyu açtıklarında duymazlıktan gelinmemelidir. Üzüntü verici olay hakkında konuşmak istediklerinde daima onları dinlemek için yanlarında olunmalıdır. Yalnız, konuşmak istemeyen çocukları da zorla konuşturmaya çalışılmamalıdır. Zaman zaman çocuğun en yakınındaki yetişkinler de üzüntülerini çocukla açıkça paylaşabilir. Çocuk yalnız olmadığını hissettiğinde daha rahat olacaktır.
2. Dürüst, açık ve anlaşılır olunmalıdır.
Yaşadıkları olayla ilgili olarak çocuklara gerçekler onları telaşlandıracak, kaygılandıracak abartılı ifadelerden kaçınılarak söylenmelidir. Ayrıntılarda konuşulabilir çünkü çocuklar kendi hayal güçlerini kullanıp olaya ilişkin ayrıntıları kendileri yaratırlar. . Yetişkinler herhangi bir soruya yanıt veremediklerinde bilmiyorum diyebilmelidirler.
3. Olaya ilişkin ayrıntılar çocukların aklına tekrar tekrar gelecek ve bunu sorgulayacaklardır. Bu duruma hazırlıklı olunması sabırla doğru bilgilerin/gerçeklerin tekrarlanması gerekebilir. Çocuklar, zaman zaman da travmatik yaşantıya ilişkin şeyler görüp duyabilirler. Travmatik bir olaydan sonra altı aya kadar çocuklar kaybedilen kişi veya kişilerin seslerini duyabilirler veya kalabalıkta onları görebilirler. Bu normaldir (Caffo, ve Belaise, 2003). 
4. Açıklamalar çocukların yaşlarına uygun ifade ve sözcüklerle yapılmalıdır.
Açıklamaların hem zamanlaması, hem de kelimelerin seçimi büyük önem taşır. Yaşanan üzücü olayın hemen ardından çocukların bilgiyi almaları hem de bu bilgiyi analiz etmeleri isteği azdır. Vakit geçtikçe daha fazla bilgi alabilirler, hazmedebilirler ve anlayabilirler. Aynı zamanda verilen bilgilerin yaşanan olaylardan sonra değişik zamanlarda aynı çocuklar tarafından farklı şekilde yorumlanabileceği, değişik yaşlarda çocuklarda farklı tepkiler/düşünceler olacağı hatırda tutulmalıdır. Çocukların olayları nasıl algıladığını iyi anlamak gerekir (Geldard, ve Geldard, 1999). 
5. Ölümün veya olayların neden olduğuna ilişkin yanlış/hatalı yorumları çocuğun değiştirmesine yardımcı olunmalıdır. 
Çocuklar, özellikle de daha küçük yaştakiler, üzücü olayların neden olduğuna dair yanlış kanılar üretirler. Olayların kendi yaptıkları bir yaramazlığın sonucunda ortaya çıktığına inanabilirler(Erden, 1999).  Bu onların kendilerini suçlu hissetmelerine neden olur. Çocukları dinlemek, bu konudaki açıklamalarını öğrenmek ve yanlış algılamalarını düzeltmek gerekir. Bazı olayların neden olduğunu yetişkinlerin de anlamadığı söylenebilir. Bu hem doğrudur hem de çocuğu rahatlatır. 
6. Çocuklar travmatik yaşantı sonrasında derin üzüntü hissedebilirler. Derin üzüntü, kızgınlık, üzüntü, korku, uyumakta zorluk çekme, kâbus görme, uykuda çığlık atma, iştahsızlık, mide ağrısı, aile fertlerinden uzaklaşmak, yatağı ıslatmak, aşırı hareketlilik gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bazen de çok belirgin değildirler; örneğin, daha sessiz olup daha fazla okumak veya ergenlik çağındakiler için arkadaşlarıyla sık görüşmemek, çıkmamak gibi. Dikkat edilmesi gereken, belirgin olmayan derin üzüntü belirtilerinin çoğu zaman anne ve babalar tarafından olumlu hareketler olarak algılandıkları için önemsenmemesidir.
 Derin üzüntü normaldir ama bunun uzun süre devam etmesi normal değildir. Yukarıda sözü edilenlen belirtiler 6 aydan fazla kendilerini göstermeye devam ederlerse veya çocukların hayatlarındaki diğer alanlarda (okul, oyun, spor ) olumsuz etkileri oluyorsa, bu konuda uzmanlardan yardım alınması gerekmektedir (Davidson,  1993). 
7. Çocuklarla birlikte vakit geçirilip şefkatle yaklaşılmalı,  kendilerini güvenli hissetmeleri sağlanmalıdır.
8. Çocuğun çevresindeki kişilerin, bilgilerini artırmaları çocuğa daha fazla yardımcı olmalarını sağlar. Çocuklara karşı daha sabırlı veya anlayışlı davranırlar. Bu da çocuğun bu olayla daha iyi başetmesine ve üzerinden çabuk atmasına yardımcı olur.
9. Tüm olanak ve koşullardan faydalanılmalıdır.  Çevrede bulunan, ulaşılabilen tüm profesyonel insanlardan yardım alınmalıdır (Haizlip, ve Corder,1996;   Pfefferbaum, 1997; Psychological First Aid ,2006;Yule, Perrin, ve Smith,1999;).  
Travmatik Olaylar : Yaş Gruplarına Göre Yapılabilecekler