Öğrenciler bireysel farklılıklarına göre değerlendirilmelidir. Bunun da tek ölçüsü not durumu ya da merkezi sınavlar değildir. Eğitimi bir bütün olarak kabul etmek, çocukların başarısını oluşturan bileşenleri değerlendirmek gerekir. Başarı ya da başarısızlık bu bileşenlerin bir sonucudur:

  • Eğitim kurumu / eğitmen / eğitim sistemi / çocuğun bireysel özelliklerine uygun ölçme

  • Çocuğun kapasitesi – yetenekleri / başarıyı engelleyen dikkat, öğrenme ya da başka sağlık sorunları

  • Uygun çalışma ortamı / aile tutumları

Aslında bütün yıl boyunca çocuğun bireysel yeteneklerinin, derslere katılımının, öğrenme isteğinin, hangi konuları sevdiğinin , nelere ilgisinin olduğunun, ayrıca anne-baba, öğretmen tutumlarının da göstergesidir. Dolayısıyla “karne” çocuğun , eğitim sisteminin ve ailenin de “notlarını” yansıtır. Bu nedenle başarısız bir karne karşısında tüm bunların sorgulanması gerekir.

Başarısız bir karne karşısında aile, öğretmen, rehberlik servisi ortak değerlendirme yapmalı başarısızlığa yol açan sebepler gözden geçirilmelidir.Gerekli durumlarda (göz bozukluğu, dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü gibi) uzmanlardan yardım istenmelidir.

Sadece notlar üzerinde durmak “başarı” yı doğru değerlendirmeyi sağlamaz, çocuğun devam, ders içi katılımı, ders içi tutumları da notlar kadar önemlidir. Çok gayretli derslere katılan ancak bunu notlarına yansıtamayan çocukların gayretleri mutlaka takdir edilmelidir. Karne değerlendirmesinde başarısız dersler kadar başarılı dersler üzerinde de durmak , öğretmen ve veli olarak kendi öz eleştirilerimizi de bu değerlendirmeye katmak ( örneğin bu dönem biz de yoğun iş tempomuzdan dolayı sana destek verememiş olabiliriz gibi ) yararlı olacaktır. Bundan sonra da “önümüzdeki dönem için ne yapabiliriz” şeklinde değerlendirme yapılmalıdır.

Çocukları birbirleri ve kardeşleriyle karşılaştırmak yerine, kendi içinde değerlendirmek olumlu gelişimi sağlayabilir ve gelecek yılla ilgili kaygı ve başarısızlığı azaltabilir

Karne notları karşısında verilecek tepkiler çocuğu başarısını olumlu yönde etkileyecek şekilde olmalıdır. Velilerin hayal kırıklıkları karşısında öfkeye kapılarak verilen ani, fevri, incitici , gurur moral ve motivasyon kırıcı tepkileri başarıyı arttırmadığı gibi daha fazla olumsuzluğa yol açar. Aşırı tepkisel cezaların, tehditlerin öğrenmeyi olumlu etkilemediği gibi abartılı vaatlerin ve ödüllerin de başarıyı olumlu etkilemeyeceği unutulmamalıdır. Hediyeler öncelikle sözel övgüler olmalı, daha sonra çocuğun istediği, yaşı ve sınıfı ile uyumlu maddi ödüller olmalıdır . Maddi ödülün değerinden çok sembolik anlamının önemli olduğu unutulmamalıdır.

. Dr. Hakan Erman

Site modified by http://www.crystalstudio.net